19 Ekim 2007 Cuma

TEMREN



Ruhumu okşama !...
Yükselen bir dua,
Boşalan bir rahmet,
Bağışlayan bir kelam, değilim.
Temren oldu ellerin
Uzanırken ruhuma…

Gürkan Biçen

SON YEMEK

Kasredilmiş vakitlerden,
Mahcup çocuklardan,
Kavruk başaklardan
Yüz çevirip geçtim.
Değildi altı günün sırrı bu.
Kimse anlatmadı;
Ne iki kanatlılardan duydum bunu
İnanın, ne de dört.
Şaşırmıştım;
Tekvin’in ruhu mu dolaşıyordu dünyada?
Çarmıhını sırtlayan marangoz
İsa mıydı gerçekten?
Gökte bir oyun mu dönüyordu yoksa?
Semadan gülerek süzülen Kayser mi olacaktı?
Elinde ekmek ve elinde şarap ile.
Deliceleri anladım ve döndüm...
Zeytin ağaçları kesiliyor,
Zeytin Dağı kahır yüklü.
Mahcup çocuklarda bir öfke,
Kavruk başaklarda bir isyan görülüyor.
Son deminde zaman uzadıkça uzuyor.
Hepimiz biliyoruz bunu;
Muhammed yedinci güne uyanıyor.


Gürkan Biçen

SONRA

Sonra, gün ışıdı.
Güneşin altında eriyen sesler,
Bozkırlara bıraktı beni, tek başıma.
Kervanını yitirmiş bir yolcu,
Şaşkın ve kaygılıdır.
Babilin Asma Bahçeleri:
Bir hayal ise menzil,
Sabır da, bilinsin;
Bu dünyanın malıdır.
Gözlerini gönlüne düşür.
Bilmelisin;
Şehre, seni, ey yolcu;
Ayak izleri değil,
Gönlünün ritmi taşır.
Bir zamanlar gökyüzü,
Kalplerin sesiyle titrerdi.
Şimdi kulaklarda bir çını.
Soruyorum;
Feleklerin tamburu artık neden akortsuz?..
Yunus !..
Beni pişmanlıklar alsın.
Görülmemiş şehirlerin mırıltıları.
Göğün kapıları açılınca kelimelerin hakkıyla
Bağışlayan Rabbin adıyla buluşuruz,
Rasulün dudaklarında…

Gürkan Biçen

SANA DÖNÜŞ YOK



Şimdi ben ağlasam,
Ne yapabilirsin ki damlaya?
İşte sen o damlasın.
Sana dönüş yok!

Şimdi ben haykırsam,
Ne yapabilirsin ki sayhaya?
İşte sen o sayhasın.
Sana dönüş yok!

Şimdi ben yakarsam,
Ne yapabilirsin ki duaya?
İşte sen o duasın.
Sana dönüş yok!

Ağlasan, haykırsan, yakarsan:
Sana dönüş yok!

Gürkan Biçen